Phrasal Verbs kullanımı, YDS ve YÖKDİL phrasal verbs listesi

Phrasal Verbs Nedir?

Phrasal verbs, İngilizcede fiil (verb) + edat (preposition) veya zarf (adverb) birleşimiyle oluşan ifadelerdir.
Bu birleşim, bazen fiilin temel anlamından çok farklı ve özel bir anlam oluşturabilir. Phrasal verbs günlük hayatta akıcı ve doğal ingilizce için olmazsa olmaz ifadelerdir. Özellikle cümle içinde pratikler yaparak öğrenilmesi gereklidir. Cümle içinde nasıl ve nerede kullanıdığını pratikler yaparak daha üst seviyeye çıkarabilirsiniz.

Phrasal Verbs Nasıl Oluşur?

Phrasal verb yapıları genellikle 3 şekilde oluşturulur.

Phrasal Verbs YapıÖrnek
Fiil + Zarfget up (uyanmak)
Fiil + Edatlook after (ilgilenmek)
Fiil + Zarf + Edatput up with (katlanmak)

Phrasal Verbs Kullanımı

Phrasal verbs, cümle içinde genellikle normal fiiller gibi kullanılır, özneden sonra gelir. Ancak temelde iki şekilde kullanımı vardır.

1. Ayrılabilir (Separable) Phrasal Verbs

Separable phrasal verbs’te cümle içinde bahsedilen nesne phrasal verb kelimesinin arasına girebilir. Örneğin şu iki cümlede Işıkları kapat anlamındadır.

Turn off the lights. (Işıkları kapat.) – Turn the lights off. (Işıkları kapat.)

2. Ayrılamaz (Inseparable) Phrasal Verbs

Inseparable phrasal verbs ise asla araya cümlede bahsedilen nesneyi alamaz, kısaca asla ayrılmaz. Cümlenin yazılışı genelde hep aynıdır.

Look after your brother. (Kardeşine bak.)

“Look your brother after” diye bir kullanım YANLIŞ olur.


Phrasal Verbs Öğrenmenin İpuçları

Evet, phrasal verbs hafıza da tutulması ve öğrenilmesi zor bir konudur. Fakat bunu kolaylaştırmanın yollarıda mümkündür . Aşağıdaki önerilerimi çalışmalarınıza uyarlarsanız kısa sürede çoğunu ezberlemiş olabilirsiniz.

  • Gruplar halinde öğrenin. (örneğin seyahat phrasal verbleri: set off, check in, take off) şeklinde.
  • Cümle içinde çalışın. Tek değil örneğin 5 phrasal verbs ile cümle kurarak çalışın.
  • Kendi cümlelerinizi yazın ve gerekirse ezberleyin.
  • Görsellerle eşleştirin özellikle her iki kelimenin anlamlarını da zihninizde canlandırdığız da görsel hafızanızda uzun süre tutabilirsiniz. Özellikle “go up”, “fall down” gibi fiiller için resimli öğrenmek çok etkili olur.
phrasal verbs kullanımı, YDS de çıkmış phrasal verbsler
phrasal verbs kullanımı, YDS de çıkmış phrasal verbsler

YDS ve YÖKDİL de sık kullanılan phrasal kelimelerin listesi

  1. accompany by : eşlik etmek
  2. account for : hesaba katmak
  3. act out : ifade etmek
  4. ask around : etrafa sormak
  5. back up : desteklemek
  6. blow away : uçurmak
  7. break down : bozulmak
  8. bring about : sebep olmak
  9. buckle up : kemerini bağlamak
  10. build up : geliştirmek
  11. bump into : rastlamak
  12. burn out : tükenmek
  13. call around : sağı solu aramak
  14. call for : çağrıda bulunmak
  15. call in : birini aramak
  16. call off : iptal etmek
  17. calm down : sakinleşmek
  18. catch on : popüler olmak
  19. come up with : fikir bulmak
  20. carry on : devam etmek
  21. check in : kayıt yaptırmak
  22. check out : ayrılmak
  23. cheer up : neşelenmek
  24. clean up : düzeltmek
  25. come around : fikrini değiştirmek
  26. come between : araya girmek
  27. come down with : hastalığa yakalanmak
  28. come into : miras bırakmak
  29. come out of : meydana gelmek
  30. come up : ortaya çıkmak
  31. come up with : fikir bulmak
  32. count on : güvenmek
  33. cut out : stop etmek
  34. dive into : hevesle başlamak
  35. dress up : şık giyinmek
  36. drop in : çat kapı ziyaret etmek
  37. drop by : kısa ziyaret yapmak
  38. drop off : uyuya kalmak
  39. do away with : kurtulmak
  40. do up : yenilemek
  41. eat out : dışarıda yemek yemek
  42. engage in : uğraşmak
  43. fall apart : parçalara ayrılmak
  44. find out : öğrenmek
  45. get across : açıklamak
  46. get ahead : başarılı olmak
  47. get along with : biriyle iyi geçinmek
  48. get around : gezinmek
  49. get at : ulaşmak
  50. get away : atlatmak
  51. get awat with : yanına kar kalmak
  52. get back : geri kalmak
  53. get back at : intikam almak
  54. get by : idare edebilmek
  55. get down : cesaretini kırmak
  56. get down to : başlamak
  57. get in on : dahil olmak
  58. get into : bir olaya karışmak
  59. get out of : kurtulmak
  60. get over : iyileşmek
  61. get through : zor zaman geçirmek
  62. get to : sinirini bozmak
  63. get together : bir araya gelmek
  64. give away : hediye etmek
  65. give in : pes etmek
  66. give up : vazgeçmek
  67. go against : karşı koymak
  68. go ahead : gelişmek
  69. go along with : razı olmak
  70. go for : gayret etmek, tercih etmek
  71. go on : devam etmek
  72. go off : patlamak
  73. go over : gözden geçirmek
  74. go through : katlanmak
  75. grow up : büyümek
  76. hand in : teslim etmek
  77. hand over : teslim etmek
  78. hold back : zapt etmek
  79. hold on to : tutunmak
  80. keep on : devam etmek
  81. keep up : devam ettirmek
  82. keep up with : ayak uydurmak
  83. kick off : başlamak
  84. lead to : sebep olmak
  85. leave out : hariç tutmak
  86. let down : hayal kırıklığına uğramak
  87. let go of : salıvermek
  88. let in : içeri almak
  89. live on : geçinmek
  90. look for : ummak
  91. look forward to : dört gözle beklemek
  92. look into : soruşturmak
  93. look after : ile ilgilenmek
  94. look down on : küçümsemek
  95. look up : aramak
  96. look up to : saygı duymak
  97. make out : anlam çıkarmak
  98. make up : düzenlemek
  99. make up for : telafi etmek
  100. miss out : gözden kaçırmak
  101. move on : ilerlemek
  102. move on to : sonraki adıma geçmek
  103. pass down : aktarmak
  104. pass on : devretmek
  105. pass out : bayılmak
  106. pay off : geri ödemek
  107. pick out : seçmek
  108. pick up : gelişmek
  109. point out : göstermek
  110. put forward : ileri sürmek
  111. put off : ertelemek
  112. put out : söndürmek
  113. put up with : katlanmak
  114. put on : giyinmek
  115. rely on : güvenmek
  116. result from : kaynaklanmak
  117. result in : sonuçlanmak
  118. rule out : ortadan kaldırmak
  119. run away : kaçmak
  120. run into : karşılaşmak
  121. run out of : tüketmek
  122. see off : uğurlamak
  123. sell out : satmak
  124. send out : yaymak
  125. set aside : ayırmak
  126. set off : yola çıkmak
  127. set up : kurmak
  128. settle in : mesken tutmak
  129. show up : görünmek
  130. sign up : kaydolmak
  131. slown down : yavaşlatmak
  132. sort out : tasnif etmek
  133. spread out : yayılmak
  134. stand by : seyirci kalmak
  135. stand for : temsil etmek
  136. short out : çözmek
  137. stand up : ayağa kalkmak
  138. switch off : kapatmak
  139. take over : devralmak
  140. take after : benzemek
  141. think over : düşünüp taşınmak
  142. turn down : reddetmek
  143. use up : tüketmek
  144. wait on : hizmet etmek
  145. wear out : eskitmek
  146. write down : not etmek


ExpoTekno sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

English Translate »

ExpoTekno sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin